D Vitamini ve Kemik Sağlığı
D vitamini eksikliği en yaygın beslenme bozukluğudur ve dünya çapında yaklaşık bir milyar insanı etkilediği düşünülmektedir. Kemiklerin gelişimi için kalsiyum maddesi önemli rol oynar. D vitamini bağırsaktan kalsiyum emilimini ve kemiklere girmesini sağlar.
D Vitamini Kaynakları ve Emilimi
D vitamini hayvansal ve bitkisel gıdalardan elde edilen bazı maddelerin vücutta karmaşık bir yolla işlenmesinden sonra etkili olabilecek şekle dönüşür. D vitaminin etkili forma dönüşmesinde karaciğer, böbrekler ve deri önemli rol oynar. Güneşten gelen ultraviyole ışınlara maruz kalmak D vitamininin biyolojisinde önemlidir.
D Vitamini Eksikliği
D vitamini eksikliğinin önemiyle ilgili ilk bulgular yirmini yüzyılın başlarında bulunmuştur. Çocuklarda görülen, kemiklerde ağır hasara yol açan, ölüme kadar götürebilen raşitizm hastalığının nedeninin D vitamini eksikliği olduğu tespit edilmiş, daha sonra da yapılan birçok çalışmayla D vitamininin oluşması ve etkileri anlaşılmıştır. Yalnız hâlâ alınacak çok yol vardır ve D vitaminiyle ilgili çok sayıda araştırma yapılmalıdır.
D Vitamini Seviyesi
Kanda D vitamini seviyesini etkileyen faktörler arasında beslenme, güneşe maruz kalma süresi, açık havada egzersiz yapma ve derinin rengi sayılabilir. Ancak D vitaminin seviyesi ve hangi beslenmenin yararlı olduğuna dair bir fikir birliği yoktur. Genellikle kabul edilen sınır 20 ng/ml’dir. Kabul edilebilir seviye 30 ng/ml’nin üzeridir. En iyi seviye olarak 40-60 ng/ml arası kabul edilmektedir. Bunun üzerindeki seviyeler tavsiye edilmez. Çok yüksek seviyelerde is D vitamini zehirlenmesi olabileceği unutulmamalıdır. Birçok araştırmacı D vitamini seviyesinin alt sınırı olarak 12.5 ng/ml’yi kabul ederler. Görüldüğü gibi, araştırmacılar arasında tam bir fikir birliği yoktur.
D Vitamini ve Hipertansiyon
D vitamininin hipertansiyon ve kalp hastalıkları üzerindeki etkisi 40 yıldan beri araştırılmaktadır. Özellikle mevsimlerde bu hasatlıklardaki artışlar ve azalışlar D vitaminini düşündürmüştür. Hayvan deneylerinde yapılan birçok çalışmada D vitamininin etkisiyle ilgili olumlu sonuçlar bulunmasına karşın, insan deneylerinde çok tartışmalı sonuçlar elde edilmiştir.
Hipertansiyon toplumda giderek sıklığı artan çok faktörlü bir küresel hastalıktır. Hem hayvan hem de insan çalışmaları düşük D vitamini seviyesinin hipertansiyon gelişmesinde rolü olabileceği yönünde kanıtlar sunmasına karşın, yapılan kontrollü, geniş çaplı araştırmalar karmaşık sonuçlar vermiştir. Vitamin D tedavisinin hipertansiyon üzerindeki doğrudan etkisini inceleyen çalışmaların çoğu, kan basıncını düşürmede herhangi bir etkisi olmadığını göstermesine karşın, tansiyon ilaçlarıyla birlikte verilmesinin umut verici sonuçlar olabileceğini göstermiştir. Vitamin D'nin kendi başına doğrudan bir tansiyon düşürücü etkisi olduğunu kanıtlama açısından zorluklar devam etmektedir. D vitamininin hipertansiyondaki rolünü daha fazla değerlendirmek için daha yüksek dozlar, daha büyük topluluklar ve daha uzun tedavi süreleri içeren çalışmalara ihtiyaç vardır. Ancak bu araştırmalar planlamak için etik zorluklar vardır ve bu zorlukları aşmak oldukça güçtür.
Sonuç ve Öneriler
Son olarak D vitaminini mucize ilaç olarak göstermek yanlıştır. Aşırı D vitamini alımı, kan seviyesinin toksik seviyelere ulaşmasına neden olabilir. Bu yüzden, D vitamini takviyesi kontrollü bir şekilde yapılmalı ve kan seviyesi düzenli olarak ölçülmelidir.